İzmir Düğün Fotoğrafçısı,Çeşme Düğün Fotoğrafları,Dış Mekan Çekimi

Nice Senelere Bloğum

Sanki bir kaç gün öncesiymiş gibi, ilk kaydım, ilk satırlarım... Zaman denen kavram ne kadar aceleci,yorulmak bilmez... İyi ki bloğum var... Sayesinde zamanın ve mekanın ötesine geçip, çok uzaklardan, yüz yüze değil belki ama kalp kalbe tanıştığım arkadaşlarımın varlığını bilerek, arada geçen bir sene o kadar dolu geçti ki benim için... Canım ailemi ve biricik eşimi listemin en başına alarak desteğini eksik etmeyen bütün arkadaşlarlarıma çok ama çok teşekkür ediyorum.

                                                       İyi ki varsınız hepiniz :)




Hatay'dan Kareler


Hatay Gezi Notlarımla tekrar buradayım. Her ne kadar sessizce blog listemdeki arkadaşlarımı takip etsemde, uzaklarda olduğumdan uzun süredir birşeyler yazamıyordum. Fotoğraf çekmek için adeta bir cennet olan bölgeden elim boş dönmedim tabiki. Bu sefer gelin damat kareleri yerine İskenderun'un, Antakya'nın dağlarıdan, köylerinden fotoğraflar var :) 

Künefeleri,bol acılı ekmekleri ve güneyin masmavi gökyüzünün enerjisini depolayıp geldim İstanbul'a. Her ne kadar ilk günlerde yağmurlu olsada havamız, akdeniz iklimi gereğini yaptı ve bir kaç gün içerisinde güneş kış mevsiminde gösterebileceği en parlak yüzünü göstererek, "Madem uzaklardan geliyorsunuz,size bir güzellik yapayım" dercesine bir buçuk hafta bizi hiç yalnız bırakmadı.


Havanın yağmurlu olduğu ilk hafta sonu şelaleleriyle ünlü Harbiye'ye gidiyoruz.Deniz seviyesinden oldukça yüksek.Dağlarda yoğun sisler arasından geçerek geliyoruz şelaleler diyarına.Yazın sıcak havalardan kaçıp,dağlardan gelen buz suların arasına kurulan masalarda mangal yapan ailelerin şen şakrak seslerinin duyulduğu bir yer burası.Kışın gelmesi ile birlikte dökülen kızıl yapraklar hükümdarlığını ilan etmiş Harbiyede.

Harbiye'den sonra rotamız Titüs Tüneli ve Beşikli Mezar.Bölgenin tarihi M.Ö 4500'lere dayaniyor.Olimpos tadındaki antik kent Çevlik isimli belde yer alıyor.Otoban üzerinden araba ile ulaşım oldukça rahat.Yalnız arabayı park ettikten sonra kaya mezarlarına ulaşmak için yaklaşık 250 m lik bir mesafeniz var.


Keçi misali patikalardan tımanıp,portakal ağaçları arasında rotamızı bulmaya çalışıyoruz.Defne sabunu yapan köylülerin yanından geçiyor,Gar sabunun yapılışını izliyoruz.Sonra tekrar yola devam.

Kaya mezarlarına vardığımızda ellerimizde dallardan kopardığımız portakallar...Milattan önceki tarihlere dayanan geçmişi ile Beşikli Mağra gerçekten çok etkileyici.


Batı Ayaz da yer alan tarihi Bityas kilisesi ve bir Ermeni köyü olan Vakıflı'da ki 1000 yıllık çınar ağacıni görüyoruz.



Hataya gidipte dünyanın 2.büyük mozaik müzesini görmeden olmaz.Bu müzeyi bu kadar etkileyici yapan en önemli unsurlardan biride,eserlerin hep Hatay ve çevre bölgelerinden çıkarılmış olması.Aklıma British Museum'daki eserler  geliyor, gülüyorum...


Hataya gidipte zamana meydan okumak için direnen Uzun Çarşıya uğramadan olmaz.Sayıları azalsada bölgeye özgü satış yapan bir çok dükkan bulabiliyoruz.Bakır işçiliği yapan çok az usta kalmış mesela.Genelde işçilik isteyen fincanlar ve tepsiler Antep'ten geliyor.Her ne kadar eski bakırcılar kalmasada yemek kültürüne ait her alışkanlık hiç değişmeden devam ediyor.Bıçak kıyması ile yapılan etler,Antakya'nın kimyon ve tuz ile yenilen simiti ve tabiki Künefesi...Antakya merkezde bulunan Kral Künefe, Hatay'a gidipte uğramayanları üzecek cinsten bir lezzet noktası.






Bana kışı mevsimini unutturup, yazı yaşatan Höyük Köyü, nar limon ve portakal bahçeleriyle en beğendiğim yerlerden oluyor.





Umarım bir gün bu güzel şehirde, düğününü hikayeletmek isteyen çılgın bir çifte denk gelirim. Portakal turuncusunun karıştığı tarlalarda yada antik kentinde  yapılacak bir dış mekan çekimi, ne kadar güzel ve  sıradışı olacağını şimdiden hayal edebiliyorum.

Maceracı ruhlululara tavsiyem "Keşfetmek için Hatay'a mutlaka gidin."
Hem kültür hemde lezzet açısından beklentilerinizden çok ama çok fazlasını bulacaksınız.

İzmir Düğün Fotoğrafçısı,Dış Mekan Fotoğraf Çekimi,Wedding Photographer